16 Temmuz 2010 Cuma

MOURINHO SAHAYA İNDİ

Jose Mourinho'lu Real Madrid sezonu açtı. Portekizlinin ilk antrenmanda oyunculara mesajı çok net, ''Antrenmana geç kalan, maçta da az süre alır''. Kadroda bir çok yıldız var ama Real Madrid'in bir numarasının Mourinho olacağından kuşku yok. Özellikle de Barcelona ile Noucamp'ta oynayacağı maçı sabırsızlıkla bekliyorum.

KADERİ AYNI OLAN RAKİPLER

Fenerbahçe hakikaten şanslı bir kura çekti. Celtic ve Urzıceni gibi takımların arasından Young Boys'la eşleşti. İsviçre ligi'nde geride bıraktığımız sezonda son haftaya Basel ile aynı puanda giren Young Boys, rakibine 2-0 yenilerek, şampiyonluğu kaybetti. Bir anlamda Fenerbahçe ile aynı kaderi paylaştılar. Tek tesellileri Fenerbahçe gibi Şampiyonlar ligi oldu. Ancak takımın en önemli oyuncusu Seydou Doumbia'yı 10 milyon euro karşılığında CSKA Moskova'ya sattılar. Fildişili forvet geçtiğimiz sezon 30 gol kaydetmişti. İsviçre Ligi’nde 1986 yılından bu yana şampiyonluğa ulaşamayan Young Boys’un Avrupa’daki en önemli başarısıysa 1986 yılında Kupa Galipleri Kupası’nda elde ettiği çeyrek final. Zenit veya Ajax'ın elenmesi halinde eğer Fenerbahçe turu geçerse seri başı olacak. Ama neresinden bakılırsa bakılsın, iyi bir kura oldu.

MARADONA KALIYOR

"Onunla büyüyen kuşak ondan kokainden dibe vurduğunda vazgeçmedi, şimdi kulübede duvara toslayınca da vazgeçmez. Çünkü Maradona, mükemmel olmayan adamların en mükemmeli" geçtiğimiz günlerde Bülent abi blogunda bu sözlerle özetlemişti Maradona'nın Dünya kupasındaki teknik adamlık performansını. Arjantin Futbol Federasyonu Bülent abiyi haklı çıkardı ve Maradona'ya 4 yıllık yeni bir sözleşme önerileceğini açıkladı. Tartışılabilir bir durum ancak Maradona'ya yeni bir şans vermek kadar da doğal bir birşey olamaz. Bir dünya kupası gördü. Almanya karşısında sadece bir Messi'ye güvenerek, bir yere varamayacağını anladı. Takım savunmasındaki sıkıntıları büyük bir turnuvada daha iyi görme fırsatı buldu. "Büyük futbolcular, iyi teknik direktör olamaz" görüşüne katılıyorum ama Maradona zeki bir futbolcuydu ve her fırsatta hayatında yaşadığı herşeyden ders aldığını söyleyebilen bir adam. Elbette 2014'de Brezilya'da başarılı olabileceğinin garantisi yok ama Maradona varsa, her zaman umut vardır.

DÖNÜŞ VE GALATASARAY

2008 Kasımında büyük bir heyecanla girmiştim blog dünyasına. Xavi'nin attığı nefis paslardan esinlenerek ismini de Derinpas olmasını uygun görmüştüm. Bir çok konuda görüş belirtme fırsatım oldu. Ancak Süper lig ve Dünya Kupası derken, blogu oldukça ihmal ettik. Bu sabah blog dünyasına yeni bir başlangıç yapmak istiyorum. İlk olarakta yukarıdaki fotoğraftan başlamak istedim. Galatasaray'ın resmi internet sitesinde dünkü Homberg maçından bir kare. Mehmet Battal ve Arda. İkisi arasında büyük bir boy farkı var ama yeni sezonda ikisinden de beklentiler yüksek. Arda ve Mehmet'ten Galatasaray'ın transfer politikasına bağlamak istiyorum. Şuana kadar Musa Çağıran, Ali Turan, Mehmet Battal, Serdar Özkan ve Çağlar Birinci ile yabancı oyuncu olarak Lorik Cana alındı. Cana'yı ayrı bir yere koyacak olursak, diğer 5 futbolcu da ilk 11'de oynayacak kapasiteye sahip. Ancak Baros'tan dolayı Mehmet'in yedek kalacak. Ancak Elano takımda kalsa bile, orta sahaya en az 1 oyuncu daha şart. Galatasaray taraftarı şundan emin olabilirki, şuan eldeki kadro bile geçen sezonki takımı aratmaz.