30 Eylül 2010 Perşembe

BRAVO CÜNEYT ÇAKIR

Rubin Kazan - Barcelona maçını izlerken, bir çok Türk futbolsever gibi gözüm Cüneyt Çakır'ın üstündeydi. Çakır, kariyerindeki en rahat maçlarından birini yönetti. UEFA'nın Cüneyt Çakır'a güvenmesinin en büyük nedeni, cesaretli yönetim göstermesiydi. Dün de yine aynı şekilde kendinden emindi. Verdiği penaltılar ve gösterdiği kartlarda da en ufak bir hata yoktu. Çakır'ın yönettiği Beşiktaş - Fenerbahçe maçını canlı izledim ve aslında o günde iyi bir maç yönetmişti. Ancak maç sonunda Fenerbahçeli Volkan, kendisinin yaptırdığı penaltı ile takımın 2 puan kaybetmesi nedeniyle Cüneyt Çakır'a yüklenmişti. Hakikaten Cüneyt Çakır son 2 yılda büyük aşama kaydetti. Söylemek istediğimi Türk hakemleri çok kötü diyenlere, bugün Fenerbahçe ve Galatasaray Avrupa'da yok ama Süper ligde görev yapan 3 hakem düzenli olarak Avrupa'da maç yönetiyor. Cüneyt Çakır başta olmak üzere, Bülent Yıldırım ve Fırat Aydınus. Temennimiz 2012 Avrupa futbol Şampiyonası ve 2014 Dünya Kupası'nda da Türk hakemlerini görmek. Bu artık çokta zor görünmüyor.

KURNAZ RAMAZAN


Bugünlerde Ramazan Kurnaz diye bir arkadaş Habertürk gazetesinde spor spikerliği yazarlığı yapıyor. Asıl işi ise Ajans Habertürk Genel Müdürüğü. Ancak gel görki, Meyda sektöründe biri konum itibariyle iyi bir yerdeyse, birazda tanıdıkları varsa, çok rahat bir köşe kapabiliyor. Adam işi gücü bırakmış, piyasa yapmak için o bayan spiker şöyle, bu bayan spiker böyle diye yazılar yazıyor. Tek bir nedeni var, tanınan bir olmak. Popüler olmak. Başka türlü kimsenin kendisini okumayacağın çok iyi biliyor. Zamanını başında olduğu Ajans Habertürk'e ayırsa, daha başarılı olabilir. Bu gibi durumların bana antipatik geldiğinden, görüşlerimi belirtmek istedim.

15 Eylül 2010 Çarşamba

METİN OKTAY VE KEWELL

Güzel oyunun, güzel adamları vardır. Hırslıdır. Kaybetmeye tahammül edemez ancak kaybettiğinde de rakibi kutlamasını bilir. Rakiplerinden de büyük saygı görür böyle oyuncular. Galatasaray'ın şuanki mevcut kadrosu içinde Arda Turan dahil en çok sevilen oyuncu şüphesiz Harry Kewell. Şimdi diyeceksiniz Kewell'ın bu üçüncü sezonu ve sadece bir TFF Süper kupa kaldırdı. Ancak taraftar oyuncunun yaptığı mücadelenin samimiyetine bakıyor. Nasıl bizim kuşak hiç izlemeden, tanımadan sevebiliyorsa Metin Oktay'ı, bizden sonrakilerde Kewell gibilerini unutmayacak. Gaziantepspor maçında Ali Sam Yen'deydim. İlk yarı herkesin söylediği gibi 3 pas yapamayan, hücümda etkili olamayan bir Galatasaray vardı. Ancak ikinci yarının ilk 15 dakikası ise daha organize bir takım seyrettik. Elano ve Ali'nin yerine Aydın ve Sabri değişikliği takımı nasıl olumlu etkilediyse, Kewell'ın bu dakikalarda aldığı sorumlulukta göz ardı edilmemeli. Kewell'ın çıkmasıyla birlikte ileride top tutamayan bir Galatasaray izledik. Gaziantepspor sadece bir örnek, bunun gibi bir çok maç sayabilirim. Belki bir Metin Oktay, bir Hagi ve bir Hakan Şükür gibi olmayacak ama Galatasaray taraftarının gönlünde hep ayrı yeri olacak Kewell'ın. O yüzden Metin oktay tişörtü üzerinde ayrı bir anlam kazanmış.

10 Eylül 2010 Cuma

DÜRÜST IBRAHIMOVIC

"INTER'İ, DAHA GÜÇLÜ BİR TAKIM OLAN BARCELONA İÇİN, BARCELONA'YI İSE ARTIK ORADA KİMSE BENİ İSTEMEDİĞİ İÇİN BIRAKTIM"