31 Ocak 2009 Cumartesi

ŞİMDİ ''KOLBASTI'' ZAMANI

Trabzonspor her geçen gün futboluna kalite katıyor. Ankaraspor karşısında da Şampiyonluk yolunda ne kadar ciddi olduklarını gösterdiler. Fenerbahçe maçından sonra zorlu Ankara deplasmanında da bir çok pozisyonu cömertçe harcamalarına rağmen, 2 - 0 gibi net bir skorla sahadan ayrıldılar. Gökhan Ünal'ın golü bana Henry'i hatırlattı. Henry vari bir goldü. Ayağının içiyle uzak köşeye öyle bir yere gönderdi ki kaleci de bizim gibi izledi. Song bu ligde izlediğim en iyi savunma oyuncularından biri... Alanzinho ise sahada kaldığı süre içerisinde kalitesini gösterdi. Uyum sorununu çabuk aşarsa, çok faydalı olacağa benziyor. Ancak Kolbastıyı öğrenmesi için biraz zamana ihtiyacı var. Bu galibiyet ile lider Sivasspor'u puan olarak yakaladılar. Trabzon'u izlerken keyif alıyorum. Ersun Yanal'ı ve onun her zaman yanında olan başkan Sadri Şener'i de kutlamak lazım. Ben ona Trabzon'un Laportası diyorum ve Trabzonlu arkadaşlarım bana çok gülüyor. Trabzonlular gerçekten; başarılı, kendinden emin, nerede ne konuşacağını bilen, polomiklerden uzak duran bir başkana sahipler.

BAROS VE KEWELL

21 Mayıs 2005 Atatürk OLimpiyat Stadı. Liverpool - Milan Şampiyonlar Ligi finali. O unutulmaz maç ve oyuna başlayan 2 isim bugün bizim ligimizde forma giyiyor. Fotoğraftakiler Milan Baros ve Harry Kewell ...
Bu ise 12 Aralık 2008 Ankaragücü - Galatsaray maçı...
Bugün Liverpool ile Milan arasında oynanan o müthiş finali izlerken bu ayrıntı dikkatimi çekti. O finali izlerken bana biri böyle birşeyin gerçekleşeceğini söylese, gerçekten gülüp geçerdim. Ama futbol gerçekten ilginç bir oyun. Harry Kewell'ın yaşadığı talihsiz sakatlıklar ve Milan Baros'un Euro 2004'den sonra yaşadığı düşüş, bu iki yıldızı Florya'ya sürükledi.

30 Ocak 2009 Cuma

FENERBAHÇE'NİN BÜYÜK AYIBI

Emre Belözoğlu'nun kuzeninin restaurant açılışına Galatasaraylı futbolcular Sabri ile Arda da katılmış. Tabi bunda ne var diyeceksiniz. Çok normal bişey, asıl anormalliği ise Fenerbahçe org. yapmış. Site açılışla ilgili yaptığı haberde, Arda Turan ve Sabri Sarıoğlu'nun adlarını yazmıyor ve bunun yanı sıra Galatasaray'ın da adına haberde yer vermiyor. Fenerbahce.org, sanki açılışa birçok kulüpten bir çok futbolcu gelmiş gibi "Açılışta diğer spor kulüplerinin takımlarından bazı oyuncular yer aldı" şeklinde garip ve anlamsız bir ifadeye de yer vermiş. İki hafta önce Fenerbahçe ile Galatasaray ezeli rekabetin 100. yılını kutladılar. Bu tavır Fenerbahçe gibi büyük bir kulübe hiç yakışmıyor. Büyüklük böyle olmaz.

29 Ocak 2009 Perşembe

FINIDI GEORGE


1994 yılında daha 23 yaşındayken Luis Van Gaal tarafından keşfedilmişti. Nijerya'nın adı şanı duyulmamış Shark takımından Ajax'ın yolunu tuttu. Uzun ve kavruk bir yapısı vardı bu siyahı Nijeryalının... Sağ kanatta ve orta da görev yapıyordu. David Ginola, Benito Carbone vs. futbolcular gibi futbol sahnesine ismi bir anda silinmiş fakat onu izleyenlerin asla unutmayacağı iz bırakan oyunculardandı. Benim izlediğim en hızlı futbolcularından biriydi. 100 m'yi 10 saniyeler civarında koşmuşluğu da vardır. 1995 yılında Ajax ile kaldırdığı Şampiyonlar ligi kupası onun futbol hayatındaki en büyük başarısıydı. Dünya'da gerek alt yapıdan, gerekse dışarıdan aldığı genç yetenekleri satma konusunda 1 numara olan Ajax, 1996 yılında Finidi'yi Real Betis'e sattı. 4 yıllık Betis macerası onun için pek de kötü geçmedi ancak takım olarak istenilen hedeflere ulaşılamamıştı. 1997 de oynanan Real Betis - Deportivo lig maçında Alfonso'nun araya attığı pası savunma oyuncularını 1 metre gerisinden gelip, attığı gol hala hafızımdaki yerini koruyor. Daha sonraki sırasıyla Mallorca, İpswich Town ve tekrar Mallorca kariyeri onun sonunu hazırladı. 2003'de onu tekrar Mallorca'ya isteyen de Luis Aragones'ti. Belki çok büyük takımlarda forma giymedi ama Dünya kupalarında bir çok futbolsever Nijerya'yı sadece onun için izlerdi.

Dün akşam TRT 3'de Finidi'nin belgeselini izledim. Seslendirme haricinde herşey çok güzeldi. Keşke böyle belgesellerin hepsini o duygusal ses tonuyla Okay Karacan seslendir se de, Dünya futbolundan kayan yıldızların hikayelerini daha keyifle izlesek.

28 Ocak 2009 Çarşamba

BEYAZ TAVŞAN'DAN REKOR

Edwin Van der Sar West Bromwich Albion deplasmanında takımı Manchester'ın 5-0 galip geldiği maçta gol yemeyerek İngiliz futbol tarihine geçmiş oldu. Hollandalı kaleci Premier Lig maçlarında aralıksız 1.032 dakika gol yemeyerek Çek kaleci Petr Cech'e ait olan 1.025 dakikalık rekoru tarihe gömdü. 38 yaşındaki Van der Sar son golünü 8 Kasımda takımının Arsenal'e 2-1 kaybettiği lig maçında Samir Nasri'den yemişti. Van der Sar bu sene Manchester United kalesini korduğu 21 maçın 15 tanesinde kalesinde gol görmedi.
Sir Alex Ferguson ise bu başarıyı fantastik olarak değerlendirirken, ''O, bu oyunda herşeyi başaran adam. Moskova'daki finalde Anelka'nın penaltısını kurtaracağını yanımdakilere söylemiştim. Beni hiç yanıltmadı'' diyor. Van Der Sar'ın Manu ile 2010'a kadar sözleşmesi bulunuyor.

26 Ocak 2009 Pazartesi

IBRA'NIN KEYFİNİ KAÇIRAN MESAJ

İbrahimoviç Sampdoria maçında tribündeydi. Nedense Inter cephesinde bir gerginli vardı. Gerginlik Jose Mourinho'nun tribüne gönderilmesiyle adeta tavan yaptı. İbrahimoviç'in ise maçın 47. dakikasında gelen bir mesajdan sonra keyfi kaçtı. Ibra, maçı izlemekten çok mesajlaşmayı tercih etti. İtalyan medyası, Manchester City'nin Kaka'ya yaptığı teklifin İbra'nın moralini bozduğunu yazıyor. Hatta İbrahimoviç'in, ''Manchester City'nin beni görmesi için, tanrıya yalvarmalıydım'' sözlerine yer vermişler.

SEITARIDIS'E TACİZ

Atletico Madrid'in Yunan futbolcusu Seitaridis'in hayatı bir bayan hayranının tacizleri yüzünden kabusa döndü. 35 yaşında olduğu iddia edilen bir bayan, Yunan futbolcuya günde yaklaşık 80 kısa mesaj ve 200 arama yapıyormuş. Hatta ismi açıklanmayan tacizci bayanın kullandığı GSM Operatörü Seitaridis'e bedava bir hat hediye etmiş. Seitaridis tacizci bayanı mahkemeye vermiş ve tazminat davası açmış.