25 Ocak 2009 Pazar

SEZER BADUR

Sivasspor'un Galatasaray'ı 2 - 0 yendiği maçta takımının ikinci golünü atan Sezer Badur, Fenerbahçe'nin ardındanda sarı - kırmızılı takımın ağlarını da havalandırmanın heyecanını yaşıyor. Sezer, Sivasspor'da geçen sezonun ikinci yarısından bu yana gösterdiği performansla sivrilen oyunculardan biri. Oysa Almanya'da doğup büyüyen bir oyuncu olarak Türkiye ligleriyle ilişkisi 2003 yılına dayanıyor. Gençlerbirliği, Manisaspor ve Karşıyaka'daki talihsiz denemelerinden sonra değeri ancak Sivasspor'da anlaşılabilmiş. Futbolu sadece oynayan değil, oyun üzerine kafa yoran bir yapısı var. Almanya ile Türkiye arasındaki altyapı düzenini kıyaslarken bu özelliğini iyice öne çıkartıyor. Hedefi ise Sivasspor'dan üç büyüklerde veya bir Avrupa takımında forma giymek.
Sezer'in Anne ve babası Antakya'dan 1973 yılında çalışmak üzere Almanya'ya gitmiş ve Berlin'e yerleşmiş. Bir firmada işçi olarak çalışmışlar ve daha sonra ayrılıp bir terzi dükkânı açmışlar. Üç erkek kardeşin en küçüğü Sezer. Liseyi bitirdikten sonra derslerinin iyi olmaması üzerine futbolu tercih etmiş.

2005'de Vestel Manisaspor'a transfer olmuş. Sezer Badur Almanya'daki altyapıyı ise şöyle değerlendiriyor. ''Orada altyapı eğitimi çok farklı. Antrenmanlarda daha çok taktik oyunları gösteriyorlar. Kayma nasıl yapılır, çabuk oyun nasıl olur, takım halinde atak ya da defans nasıl uygulanır gibi. Ben buradaki eğitimlerde bu çalışmaları göremiyorum. PAF takım düzeyindeki çalışmaları biz Almanya'da miniklerde yapıyorduk. Manisa'da birlikte oynadığımız Cafer Aydın ağabey şimdi Sivasspor PAF takımının başına geldi. Ona takımla ilgili neler yapacağını sorduğumda, "Önce taktik öğretmem lâzım. Hiç taktik bilmiyorlar" cevabını verdi. Ben de "Seni tebrik ediyorum, iki günde takımı çözmüşsün" dedim. Almanya'da bunları gösteriyorlar oyuncuya. Çabuk oynamayı, çabuk düşünmeyi, taktiği öğretiyorlar. Çalım atmakla bir yere varamazsınız. Tabii ki özel bir oyuncu özel noktalarda çalım atar ama Türkiye'de defans oyuncusu bile çalım atmaya çalışıyor. Bu da Türk futbolunu kötü etkiliyor. Türkiye liglerinde çok yetenekli oyuncular var ama kendilerini ileri götüremiyorlar. Mantalitelerini geliştiremiyorlar. Dripling yapmak iyi ama pas yaparak hedefe her zaman daha hızlı gidersin. Pası daha erken yapıp, takım halinde düşünürsen başarılı olursun. Bu anlattığım futbolu şu an Sivasspor uyguluyor'' diyor.

Sezer, örnek aldığı isimleri de Gerrard, Totti, Gattuso, Emre Belözoğlu ve Aurelio olarak sıralıyor. En çok taraftarı İstanbul'da oynadıkları maçlarda gördüklerini söyleyen gurbetçi futbolcu, ''Sivas'ta sadece çekirdek sesleri geliyor bazen. Taraftar takımına daha çok sahip çıkmalı'' diyor.
Sezer 8 yıllık beraberliğin sonunda 2005 yılında evlenmiş. 27 Kasım'da da bir oğlu olmuş. oğlunun ismini Karim Maldini koymuş. Niye böyle bir isim koyduğunu da şöyle özetliyor. '' Karim, Kuran-ı Kerim'den geliyor. Ben Türkiye'de oynamadan önce bütün tatillerimi İtalya'da geçirirdim. İtalya'yı, insanlarını, kültürlerini çok seviyorum. Çok sıcak insanlar. Oğlum olursa bir İtalyan ismi takmak istiyordum. Tabii bir de sevdiğim bir futbolcu ismi olsun istiyordum. Dinsel içerikli olmayan bir isim olan Maldini'yi bunun için seçtik''


Hiç yorum yok: