
31 Ocak 2009 Cumartesi
ŞİMDİ ''KOLBASTI'' ZAMANI

BAROS VE KEWELL

Bugün Liverpool ile Milan arasında oynanan o müthiş finali izlerken bu ayrıntı dikkatimi çekti. O finali izlerken bana biri böyle birşeyin gerçekleşeceğini söylese, gerçekten gülüp geçerdim. Ama futbol gerçekten ilginç bir oyun. Harry Kewell'ın yaşadığı talihsiz sakatlıklar ve Milan Baros'un Euro 2004'den sonra yaşadığı düşüş, bu iki yıldızı Florya'ya sürükledi.
30 Ocak 2009 Cuma
FENERBAHÇE'NİN BÜYÜK AYIBI

29 Ocak 2009 Perşembe
FINIDI GEORGE

1994 yılında daha 23 yaşındayken Luis Van Gaal tarafından keşfedilmişti. Nijerya'nın adı şanı duyulmamış Shark takımından Ajax'ın yolunu tuttu. Uzun ve kavruk bir yapısı vardı bu siyahı Nijeryalının... Sağ kanatta ve orta da görev yapıyordu. David Ginola, Benito Carbone vs. futbolcular gibi futbol sahnesine ismi bir anda silinmiş fakat onu izleyenlerin asla unutmayacağı iz bırakan oyunculardandı. Benim izlediğim en hızlı futbolcularından biriydi. 100 m'yi 10 saniyeler civarında koşmuşluğu da vardır. 1995 yılında Ajax ile kaldırdığı Şampiyonlar ligi kupası onun futbol hayatındaki en büyük başarısıydı. Dünya'da gerek alt yapıdan, gerekse dışarıdan aldığı genç yetenekleri satma konusunda 1 numara olan Ajax, 1996 yılında Finidi'yi Real Betis'e sattı. 4 yıllık Betis macerası onun için pek de kötü geçmedi ancak takım olarak istenilen hedeflere ulaşılamamıştı. 1997 de oynanan Real Betis - Deportivo lig maçında Alfonso'nun araya attığı pası savunma oyuncularını 1 metre gerisinden gelip, attığı gol hala hafızımdaki yerini koruyor. Daha sonraki sırasıyla Mallorca, İpswich Town ve tekrar Mallorca kariyeri onun sonunu hazırladı. 2003'de onu tekrar Mallorca'ya isteyen de Luis Aragones'ti. Belki çok büyük takımlarda forma giymedi ama Dünya kupalarında bir çok futbolsever Nijerya'yı sadece onun için izlerdi.
Dün akşam TRT 3'de Finidi'nin belgeselini izledim. Seslendirme haricinde herşey çok güzeldi. Keşke böyle belgesellerin hepsini o duygusal ses tonuyla Okay Karacan seslendir se de, Dünya futbolundan kayan yıldızların hikayelerini daha keyifle izlesek.
28 Ocak 2009 Çarşamba
BEYAZ TAVŞAN'DAN REKOR

Sir Alex Ferguson ise bu başarıyı fantastik olarak değerlendirirken, ''O, bu oyunda herşeyi başaran adam. Moskova'daki finalde Anelka'nın penaltısını kurtaracağını yanımdakilere söylemiştim. Beni hiç yanıltmadı'' diyor. Van Der Sar'ın Manu ile 2010'a kadar sözleşmesi bulunuyor.
26 Ocak 2009 Pazartesi
IBRA'NIN KEYFİNİ KAÇIRAN MESAJ

SEITARIDIS'E TACİZ

25 Ocak 2009 Pazar
SEZER BADUR

Sezer'in Anne ve babası Antakya'dan 1973 yılında çalışmak üzere Almanya'ya gitmiş ve Berlin'e yerleşmiş. Bir firmada işçi olarak çalışmışlar ve daha sonra ayrılıp bir terzi dükkânı açmışlar. Üç erkek kardeşin en küçüğü Sezer. Liseyi bitirdikten sonra derslerinin iyi olmaması üzerine futbolu tercih etmiş.
2005'de Vestel Manisaspor'a transfer olmuş. Sezer Badur Almanya'daki altyapıyı ise şöyle değerlendiriyor. ''Orada altyapı eğitimi çok farklı. Antrenmanlarda daha çok taktik oyunları gösteriyorlar. Kayma nasıl yapılır, çabuk oyun nasıl olur, takım halinde atak ya da defans nasıl uygulanır gibi. Ben buradaki eğitimlerde bu çalışmaları göremiyorum. PAF takım düzeyindeki çalışmaları biz Almanya'da miniklerde yapıyorduk. Manisa'da birlikte oynadığımız Cafer Aydın ağabey şimdi Sivasspor PAF takımının başına geldi. Ona takımla ilgili neler yapacağını sorduğumda, "Önce taktik öğretmem lâzım. Hiç taktik bilmiyorlar" cevabını verdi. Ben de "Seni tebrik ediyorum, iki günde takımı çözmüşsün" dedim. Almanya'da bunları gösteriyorlar oyuncuya. Çabuk oynamayı, çabuk düşünmeyi, taktiği öğretiyorlar. Çalım atmakla bir yere varamazsınız. Tabii ki özel bir oyuncu özel noktalarda çalım atar ama Türkiye'de defans oyuncusu bile çalım atmaya çalışıyor. Bu da Türk futbolunu kötü etkiliyor. Türkiye liglerinde çok yetenekli oyuncular var ama kendilerini ileri götüremiyorlar. Mantalitelerini geliştiremiyorlar. Dripling yapmak iyi ama pas yaparak hedefe her zaman daha hızlı gidersin. Pası daha erken yapıp, takım halinde düşünürsen başarılı olursun. Bu anlattığım futbolu şu an Sivasspor uyguluyor'' diyor.
Sezer, örnek aldığı isimleri de Gerrard, Totti, Gattuso, Emre Belözoğlu ve Aurelio olarak sıralıyor. En çok taraftarı İstanbul'da oynadıkları maçlarda gördüklerini söyleyen gurbetçi futbolcu, ''Sivas'ta sadece çekirdek sesleri geliyor bazen. Taraftar takımına daha çok sahip çıkmalı'' diyor.
Sezer 8 yıllık beraberliğin sonunda 2005 yılında evlenmiş. 27 Kasım'da da bir oğlu olmuş. oğlunun ismini Karim Maldini koymuş. Niye böyle bir isim koyduğunu da şöyle özetliyor. '' Karim, Kuran-ı Kerim'den geliyor. Ben Türkiye'de oynamadan önce bütün tatillerimi İtalya'da geçirirdim. İtalya'yı, insanlarını, kültürlerini çok seviyorum. Çok sıcak insanlar. Oğlum olursa bir İtalyan ismi takmak istiyordum. Tabii bir de sevdiğim bir futbolcu ismi olsun istiyordum. Dinsel içerikli olmayan bir isim olan Maldini'yi bunun için seçtik''
24 Ocak 2009 Cumartesi
SİVAS - GALATASARAY

İkinci yarı Balili'nin girmesiyle Sivasspor 10 kişi kalan rakibinin üzerine daha fazla gidiyordu. Nitekim Balili'nin soldan taşıdığı 2 top ve 2 gol 3 puanı getirdi. Aslında Galatasaray da o kadar kötü değildi ancak bu zeminde 10 kişi oynamak kolay değil. Üstelik Lincoln, Kewell, Nonda'nın yokluğunda Baros'dan da yararlanamadı. Birde buna kaptan Ümit Karan'ın sorumsuzluğu eklenince mağlubiyet kaçınılmaz oldu. Böylece Galatasaray ikinci yarıya kötü bir başlangıç yapmış oldu. Sivasspor için ise söyleyecek fazla bişey yok. Şampiyonluğun en büyük adayı olduğunu bir kez daha gösterdiler. Ancak maç sonu Bülent Uygun Lig tv'ye verdiği demeç yine beni şaşkına çevirdi. Her defasında aynı şeyleri tekrarlıyor. ''Bir avuç Anadolu insanın ne yapabileceğini gösterdik. Kadromuz kısıtlı olmasına rağmen iyi gidiyoruz'' Bu kadar olmaz. Her defasında sanki ''BACK'' tuşuna basıyor. Sardır sardır dinle...
Heyecanlı bir ikinci yarı bizleri bekliyor. İlk yarının sonrasında Kulüpler Birliği toplanmış ve hakemlerimizin 'arkasındayız' demişti. İnşallah bu söylediklerini unutmazlarda hakemlerin az konuşulduğu, ortamın gerilmediği ve futbolun ön plana çıktığı bir lig izleriz.
23 Ocak 2009 Cuma
DINO DRPIC'İN MAKSİMİR FANTEZİSİ

Hırvat ekibi Dinamo Zagreb'in skandallarıyla ünlü 27 yaşındaki savunma oyuncusu Dino Drpic, karıştığı bir olayla yine manşetlere çıkmayı başardı. Drpic'in playboy sevgilisi Nives Celzijus, Sırbistan'da katıldığı bir şov programında inanılmaz bir itirafta bulundu. Celzijus, Drpic'le birlikte bir maçın ardından sahanın ortasında seks yaptıklarını söyledi. Celzijus konuyla ilgili olarak yaptığı açılamada, "Dino stadyum görevlileriyle anlaştı ve stadyumun ışıklarını bize doğru çevirtti. Ve sonunda, sahanın ortasında seks yapma rüyasını gerçekleştirdi. Çok ahlaksızcaydı" dedi. 27 yaşındaki model, olayın 2006 yılında İngiltere'yle Hırvatistan arasında oynanan ve Hırvatların 2-0 kazandığı 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası Elemeleri maçından sonra, Maksimir Stadyumu'nda gerçekleştiğini de söyledi. 40 bin kişilik Maksimir stadı bir çok önemli maça evsahipliği yapmıştı ancak bu günlerde Drpic'in fantezisiyle anılıyor.
KÜFÜRBAZ MOURINHO

İSPANYA PAPARAZZİSİNİN GÜNDEMİ ''DANIEL GUIZA''

Kimsenin özel hayatı hakkında yorum yapmayı sevmem ama yaşadıkları İspanyol golcünün futbolunu olumsuz etkiliyor. Fenerbahçe taraftarı ikinci yarıda Guiza'dan fazla birşey beklmesin.
22 Ocak 2009 Perşembe
CARLOS'DAN KOLBASTI

20 Ocak 2009 Salı
ARDA ''AVRUPA YOLCUSU KALMASIN''

''Benim açıkçası ne kadar Galatasaraylı olduğum belli. Fakat büyük konuşmuyorum Ama Galatasaray’dan başka Türk takımı; Allah bana o günleri göstermesin diyorum. Avrupa’da oynama isteğim de var. Galatasaray’da çok güzel bir şampiyonluk yaşadım. Bu sezon UEFA Kupası’nda final hedefliyoruz. Eğer o başarıyı yakalarsak, o zaman Avrupa’ya kesin gitmeyi düşünebilirim. Tabii bir de şu var. Gelen teklifte tabii ki kararı da kulübüm verecek. Kulüp “tamam Arda gidebilirsin” derse, ben o zaman anlaşırım''
''Ben çok iyi Galatasaraylıyım. Galatasaray kaybettiğinde tribündeki Galatasaraylı kadar, belki de daha fazla üzülürüm. Arif Erdem, Hakan Şükür, Bülent Korkmaz, hepsinden çok etkilendim. UEFA Kupası kadrosu benim hayalimdi. Oradaki her futbolcu benim için örnek teşkil etti. Türk futboluna hiç yaşatılmayan bir şey yaşattılar. Hepsi benim için özel adamlar. Benden bir istekleri olsa da yapsam diye heveslenirim. Çünkü onlar benim kahramanlarım. Onlar sahadayken, ben kenarda top topluyordum. Top toplamak için her maça gitmek isterdim. Zaten benim fotoğraflarım var. Hagi gol atıyor, arkada sevinen bir çocuk var. İşte o benim. Ben bir Galatasaraylıyım''
KAKA MILANO'DA KALDI

Bu transferin gerçekleşmemesi beni oldukça mutlu etti. Futboldan anlamayan, ne istediklerini bilmeyen bu adamlara birinin dur demesi lazımdı. Craig Bellamy gibi 30 yaşına gelmiş bir oyuncuya 20 milyon Euro bonservis verenlerin futboldan anladıklarından şüphe duyarım. Berlusconi gibi paraya zaafı olan birinin Kaka'yı satmamasına da şaşırdım. Üzüldüğüm nokta ise Mark Hugges'un teknik direktörlük kariyeri... Ne isterse alıyolar. Tabii Kaka'yı alamdılar ama listede bir çok isim var. Hugges City'den ayrılınca eğer daha büyük bir kulübün başına geçmezse oldukça sıkıntı yaşar. Bolluk içinde yüzüyor.
19 Ocak 2009 Pazartesi
PODOLSKI YUVAYA DÖNÜYOR


16 Ocak 2009 Cuma
CALDERON 'OY'ULDU

Ramon Calderon'un yeniden seçilme planları yaptığı ve üyelerden bu sefer tam güvenoyu almak istediği belritiliyor. İspanya'da futbol kamooyu Real Madrid'de yaşanan gelişmelere kilitlenmiş durumda. Bu gelişmenin olabileceği konusunda Marca ve AS gazeteleri ise sabah saatlerinden itibaren flaş puntolarıyla haberler yayınlıyordu.
IBISEVIC NAZARA GELDİ

15 Ocak 2009 Perşembe
MONDRAGON

Diğer basın mensubu arakadaşlarım ''Mondragon ile konuşalımda toplu halde bir röpörtaj yapalım'' dediler. Bende ''Tamam'' dedim. Mondragon'a iki soru sordular, Mondi ikisine de kısa cevaplar verdi. Bu olayın birgün öncesinde Galatasaray, Kayseri Erciyesspor ile Kayseri'de 2 -2 berabere kalmıştı. Üstelik sarı - kırmızılı takım 90+3'de kornerden gelen topa Mondragon'un boşa çıkmasıyla golü yiyerek, Fenerbahçe'nin puan kaybettiği haftayı değerlendiremiyordu. Maç bitiyor ve Ayhan Akman ile Mondragon saha içinde tartışıyorlardı. Bende hani 'Cahil cesareti' derlerya Mondragon'a o olayı sordum. Kolombiyalı eldiven bana sert bir şekilde bakarak, tercümanı vasıtasıyla, ''Sen bizim takımı karıştırmaya çalışıyorsun. Seni başkan'a şikayet edeceğim. Seni Florya'dan içeri aldırmayacağım'' dedi ve ordan gitti. Ben tabii neye uğradığımı şaşırdım. Ancak kötü bir şey yapmadığımı da biliyordum.
Şuan Mondragon takımı Köln ile Antalya'da kamp yapıyor. Bugün gazetelerde röpörtajını okudum ve bu olay aklıma geldi. Röpörtajında '' Galatasaray'ı ve taraftarları unutamadım'' diyor. Ama beni unuttuğu bir gerçek.
14 Ocak 2009 Çarşamba
FİLİSTİN'DE ÇOCUK OLMAK

Bağışlayın beni!
Kenarlarında renkli çiçekler olan mektup kağıtlarına yazmak isterdim.
Kelebek kanatları boyamayı,
Kuşların ötüşünü dinlemeyi,
Kuşların ötüşünü dinlemeyi,
Hatta uçurtma uçurmayı da öğrenebilirdim.
Bağışlayın beni!
Top ateşleri, bomba gürültüleri arasında doğdum ben.
Yaşım 13. Ninniler yerine, makinelilerin takırtılarıyla büyüdüm.
Renklerden ilk önce, kan kırmızısını tanıdım.
Çiçeklerden önce, ölülerin arasında dolandım.
Hiç saklambaç oynayamadım kelebeklerle.
Ölümlerin ateşinden sesleniyorum size duyuyor musunuz?
Filistin’im ben anlıyor musunuz?Ama yine de yaşıyorum işte.
Çünkü kanlı topraklarda büyürken yaşamayı…
Çiçek boyamayı değilse de, mezar taşlarında çiçek büyütmeyi…
Kelebek kovalamayı değil ama, tüfek tutmayı öğrendik.
Sokak aralarında mermi kovanlarından oyuncak yaptık.
Patlamamış el bombaları topladık.
Mayınların üstünde sek sek oynadık.
Bu kadar nefret, bu kadar acı arasında yaşamayı…
Karanlıklar arasından güneşe bakmayı becerdik.
Onun için kocaman ve karadır gözlerimiz.
Onun için hâlâ sımsıcaktır, düşmana taş atarken nasırlaşan minik ellerimiz.
Evimizi yıktılar dün. Bir baştan bir başa mahallemizi yaktılar.
Mermi kovanlarıyla misket oynarken biz, üzerimize bombalar attılar.
Üç arkadaşım can verdi. Üç küçük çocuk.
Bağışlayın beni, kurtaramadım!
Sarkmıştı omzumdan aşağı kanlı kolum, uzatamadım.
Elim düştü yere, kolum çaresiz…
Kanlarımız karıştı birbirine, arkadaşlarım sessiz. ,
İşte orada kankardeş olduk biz.
Gözlerim karardı önce.
Başım döndü.
Ama uyumak istemiyorum.
Uyursam arkadaşlarım bu dünyadan göçer diye korkuyorum.
Bağışlayın beni! Tutamadım kendimi.
Ölümlerin içinden büyüyorum.
Minicik yüreğimle, ateşlerin arasından, öfkeyle geliyorum.
Dudaklarımdan dökülen özgürlük türkülerini duyuyor musunuz?
Filistin’im ben anlıyor musunuz?
KANOUTE'YE İRAN'DAN DESTEK

İran sports gazetesinin haberine göre Zub Ahan kulübü, İsrail saldırılarını kınamak ve Filistin halkına destek için yaptığı anlamlı hareketten dolayı Kanoute'ye minnettar. Malili oyuncunun bu hareketinden dolayı mağdur olmasını istenmeyen İranlı yöneticiler Kanoute'ye verilen para cezasını ödemek için oyuncuya teklif götürdü. Eğer Kanoute tamam derse bu parayı İranlı yöneticiler ödeyerek dünyaya bir mesaj daha verecek...
Kanoute'ye geçtiğimiz günlerde Barcelona Teknik Direktörü Guardiola'da ''Bu ceza gerçekten çok anlamsız. Eğer bu tür şeylere ceza verilecek olsaydı, gazeteciler köşe yazamazdı. bütün savaşlar saçmadır. bu gibi cezalar verildiği için dünyada bir çok insan öldü" diyerek destek vermişti.
13 Ocak 2009 Salı
YILMAZ HOCAYA ROL TEKLİFİ


Bu güne kadar Teknik Direktör olarak birçok kulüpte hizmet vermeye çalıştığını belirten Yılmaz Vural "Bizim haklarımızı kim arayacak. Trabzonspor'dan, Ankaragücü'nden, Kocaelispor'dan, Antalyaspor'dan ve daha bir çok kulüpten alacağım var. Bunların hepsinin üzerine su içtik. Yani şöyle söylersek, teknik direktörlükten bu güne kadar 10 kazandıysam, 3'ünü tahsil edebildim, 7'sini ise alamadım. Adalet mi bu. Buna bir çözüm bulmak gerekir" diyor.
Yılmaz hoca söylediklerinin bir çoğunda haklı sayılır ama televizyon yorumculuğu yaparken bir anda Anadolu'dan bir takımın başına geçen, 5 hafta sonra görevinden ayrılan 2 ay boşta kaldıktan sonra sezonun bitmesine 5 hafta kala düşme hattındaki bir takımın başına geçen vs.. bir çok hoca ülkemizde amacı olmadan, sadece bir takım çalıştırayım da gerisini boşver diyen...
BÜYÜK FUTBOLCU OLMANIN YOLU

Ancak Milano ekibi Gourcuff'u geri istiyor. Fransız Lequipe gazetesine konuşan Milan asbaşkanı Adriano Galliani," Yoann hala bize ait bir futbolcu. Bordeaux'da bizim için oynuyor ve kulüp olarak sezon sonunda onu yeniden aramızda görmek istiyoruz" ifadelerini kullandı. Galliani, Bordeaux'un isterse Gourcuff'un bonservisi alma hakkının bulunduğunun hatırlatılması üzerine ise "Bunun için 15 milyon euro ödemeleri lazım, yoksa oyuncu Milan'a geri döner" açıklamasını yaptı.
Aslında merak etmiyor değilim şuan Gourcuff Milan'da olsa forma şansı bulabilir mi? diye... Geçtiğimiz yıl Arsenal'de müthiş bir sezon geçiren Flamini şuan ortalarda yok. Roma maçının 87. dakikasında Ronaldinho'nun yerine oyuna girdi. Gattuso'nun sakat olduğu bir dönemde bile forma şansı bulamıyor. Her futbolcu büyük takıma transfer olmak ister ama hiç düşünmüyorlar ne kadar orada süre alırım, yapacağım transfer futbol hayatımı nasıl etkiler diye...
Tuna Üzümcü Beşiktaş'a transfer olduğunda ''Burada sembol olmak istiyorum'' demişti ancak sadece 6 dakika forma giydi ve gitti. ''Kariyer yapmak için illa büyük takıma transfer olmak mı gerekiyor? tabii bu da tartışılır. Ancak bir futbolcu eğer gerçekten büyük futbolcu olmak istiyorsa, yapacağı transfer tercihleri de bunda etkili oluyor.
2008 CRISTIANO RONALDO'NUN YILI OLDU

Premier League
Champions League
Community ShieldFifa
World Club Cup
Football Writers' Player of the Year
PFA Player of the Year
Golden Boot
Ballon d'OrFifPro World Player of the Year
Fifa World Player of the Year
4 Ocak 2009 Pazar
DİEGO'NUN BARCA ZİYARETİ
3 Ocak 2009 Cumartesi
AFRİKA'NIN EN İYİSİ KİM OLACAK

Togo'lu geride bıraktığımız yıl içerisinde zaman zaman sakatlıklar yaşasa da takımı adına 24 gole imza attı. Adebayor'un 2004 yılında Manaco'nun Şampiyonlar ligi'nde final oynamasında çok önemli rolü vardı. O günleri hatırlıyorum da kendi kendime kim bu diyodum. O zamanlar bizlere Kanu'yu anımsatıyordu. Arsenal'de onu Kanu'nun yerine aldı zaten...
Adebayor'un bana göre 23 Ocak'ta en büyük rakibi Amr Zaki olacak. Belki Essien de bu ödüle layık görülebilir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)